Beklenen Nesil
Bundan yıllar önce çorak topraklarda üzerine masumiyetin sıcak gölgesi düşmüş nadide bir çiçek süzülerek gözlerini açmıştı.
Dünyaya yeni gelmiş minicik bir bebek safiyetinde kucaklarda dolaşmış, en nihayet annesinin müşfik kollarına verilmişti.
Adı İMAM HATİP konulmuştu…
O günden bu güne aradan yıllar geçti. Zaman akrep ve yelkovanın çarkları arasında uzun voltalar atıp minicik bebeği büyüttü ve olgunlaştırdı.
Yakışmıştı ismi ona.
İmamdı O, önder… Zamanın, mekânın, insanın, eşyanın, cemiyetin en önemlisi İslâm’ın sancağını taşıyordu o.
Toydu belki ama hiç kimsenin beklemediği kadar azim, gayret ve şuur âbidesiydi.
Kolay mıydı Rasûl’ün sancağını taşımak? Bir Mus’ab, bir Üsame, bir Fatma olabilmek… Zor ama şerefli bir görevdi bu…
Hatipti O… İnsana, eşyaya, manaya ve maddeye hitap eden bir hatip. Küfre karşı amansız bir kasırga, Hakk’a karşı sevecen bir anne şefkatinde, taşlanmış yüreklere, katılaşmış gönüllere, düşünmeyen zihinlere ateşin altında soğuk, sert bir demirin yumuşak bir k0r yığınına dönüşmesi gibi taşları İslâm’ın hamuruyla yoğurup kuma çeviren hünerli bir Hatip…
Yüzümüze soğuk ve anlamsız bakan, her fırsatla soğukluğundan yakındığımız taşları da ağlatabilen, ağlatırken ağlayan bir Hatip…
İşte İmam Hatip buydu. Bir levhaya iğreti oturtulmuş İMAM HATİP LİSESİ lafzından fersahlarca uzakta bir mana ve öz ifade ediyordu o.
Gün doğumlarına vurgun, barış güvercinlerine hasret, limanda gözyaşlarıyla ufukta görünmeyen gemileri bekleyen, karanlık bir mazinin ardından imanla, cesaretle, ilim ve hikmetle koşarak gelen, haykırarak gelen yepyeni bir neslin müjdecileri İMAM HATİPLER.
Kalplerde doyulmaz bir Allah aşkı, gönüllerde sıcak bir Rasûl muhabbetiyle ardına bakmadan yollara düşen bir gençlik… İmanından cesaret alan, insana, hayvana, hatta cansıza merhamet eden, Yunus edasıyla aşka inanan bileylenmiş bir bilek, kalaylanmış bir yürek, göklerde yankılanan Lebbeyk’le gelen bir gençlik.
Kendine değil, Mevla’ya güvenen, batıla değil Hakk’a dayanan, bir şimşek, bir fırtına çelikliğinde küfrün gizli emellerini kökünden çıkarıp söküveren bir gençlik İMAM HATİP.
Beş vakitte ellerini duaya açmış, sabır ve teslimiyetin zırhına bürünmüş, yapmacık değil içten ve gönülden sıcacık billurdan gözyaşlarıyla Hakk’a sığınan bir gençlik.
İŞTE İMAM HATİP… İŞTE İMAM HATİP…