Çeşitli sebeplerle tiyatro ve sinemaya karşı duyarsız kalan Müslümanlar, uzun süre Hollywood ve batının dinî ve ahlakî hiçbir kural tanımayan filmlerini izlediler. Bu filmlerde yapılan algı operasyonu ile İslam dünyasında batı kültürü egemen olmaya başladı. Batı kültürünün etkisi ile çekilen yerli film ve diziler de yine batılılara hizmet etti, Müslüman kimliği yok edilmeye çalışıldı. Film ve diziler vasıtası ile toplumu değiştirebileceklerini anlayan batılılar, bu sektörü çok iyi kullandılar ve insanları istedikleri gibi yönlendirmeyi başardılar.
Kime ait olduğunu bilmediğim “İyiler seslerini yeterince çıkarmazlarsa kötülerin seslerini dinlemeye mahkûm kalırlar.” diye bir söz var. Tiyatro ve sinemadan uzak kalan Müslümanların bu alanlarda sesi çıkmadığı için hep batılıların söyledikleri dinlendi. Başka ses çıkmayınca da onların söyledikleri doğru kabul edilmeye başlandı.
Film sektörünün önemini geç de olsa keşfeden Müslümanlar, bizim sesimiz diyebileceğimiz filmler ortaya koymaya başlasalar da artık endüstri haline gelmiş sinema sektöründe ses getirecek işlere imza atamadılar. Milyon dolarlık filmlerin çevrildiği bir dünyada bizim sesimiz olacak filmlere sponsor bulmakta güçlük çektikleri için filmleri çok fazla ilgi görmedi. Ama bu durum onların kaliteli filmler çekmelerine de engel olmadı.
İslamî camianın filmleri genellikle mesaj içerikli oldu. Zaten film izlemek de kitap okumak gibidir. Bir film yalnızca boş zamanı değerlendirmek (buna zaman öldürmek de diyebilirsiniz) ya da eğlence olsun diye izlenmemeli, size olumlu anlamda bir şeyler katmalıdır. İnsanın izlediği film, harcadığı vaktine bedel olmalıdır.
Anlık zevklere hitap edip para kazanmayı hedefleyen, izleyenlere bir şey katmayan, izlenip geçilen ve sonunda unutulan filmler olduğu gibi zihnimize ve gönlümüze işleyen, bizi derinden etkileyen filmler vardır. Yapım yılı kaç olursa olsun modası hiç geçmez bu filmlerin. İşte bu bölümde, size bir şeyler katan ve harcadığınız vaktinize değecek filmlerden bahsedeceğim.
Elbette batılıların yaptığı oldukça kaliteli filmler de var. Fakat daha çok bizim çektiğimiz, bizi anlatan, derdimizi ve sorumluluğumuzu aktaran ve unuttuğumuz mazimizi hatırlatan, bize ruh ve şuur aşılayan filmleri seçtim size. Çoğu yıllar önce çekildiği için görüntü ve ses kaliteleri düşük filmler. Ama hepsini internet ortamında bulmanız mümkün.
Sesimizin daha gür çıktığı kaliteli filmlerin yapılması ümidiyle geçelim filmlere…
1. Kelebekler Sonsuza Uçar
1993 yapımı Türk filmidir.
İskilipli Âtıf Hoca’nın Şapka Kanunu’na muhalefet etmek suçlamasıyla cumhuriyetin kuruluş yıllarında yargılanmasını ve idam edilmesini anlatır.
Yönetmenliğini Mesut Uçakan’ın yaptiğı filmin senaryosu Mesut Uçakan, müzikleri ise Özhan Eren’e aittir.
İzlemek için tıklayınız.
2. Yalnız Değilsiniz
Başörtü problemini dile getiren ilk sinema eseridir. Zengin bir ailenin tıp fakultesinde okuyan kızı Serpil’in kendi hayatını İslami ölçüler doğrultusunda şekillendirmeye başlamasını, bu arada ailesi ve arkadaşlarıyla ters düşüşünü ve kliniğe kapatılışını anlatan film çok beğenildiği için “Sonsuza Yürümek” adıyla devam filmi de çekilmiş.
“Yalnız Değilsiniz”i izlemek için tıklayınız.
“Sonsuza Yürümek”i izlemek için tıklayınız.
3. Bize Nasıl Kıydınız?
Emine Şenlioğlu’nun aynı adlı romanının sinemaya uyarlanmış halidir. Romanın baş karakteri olan Rabia adlı geç kızın ailesinin parçalanması ve ilk gençlik yılları anlatılır.
İzlemek için tıklayınız.
4. Minyeli Abdullah 1-2
Hekimoğlu İsmail’in 1967’de yazdığı Minyeli Abdulah adlı kitabın 1989 yılında Yücel Çakmaklı tarafından sinemaya çevrilmiş hali.
Hekimoğlu İsmail, her ne kadar Mısır’dan bahsetse de ülkemizdeki bir zamanlar yaşanan buhranlı dönemi anlatmış.
Evde Kur’an ve dinî kitap bulundurmanın, dinî sohbetlere katılmanın irtica ve suç sayıldığı o dönem malesef çok uzakta değil.
Filmde iyi bir Müslüman olan Abdullah yaptığı çalışmalardan dolayı bir sohbet bahanesiyle tutuklanır. Gizli cemiyet kurarak devlete ihanet ettiği iddiasıyla idamı talep edilir. Eşi de çevresinin baskısına dayanamayarak Abdullah’tan ayrılmak zorunda kalır. ‘Minyeli Abdullah’ çağımız insanının en temel problemi olan yabancılaşmayı işleyen teması ile bütün zamanların en iyi filmleri arasında yer almayı bence hak ediyor.
2. filmde Minyeli Abdullah hamallık yaparak talebe okutur. Daha önce ayrıldığı eşi Sevde ile yeniden evlenir. Sosyal ve kültürel faaliyetlere ağırlık verir. İhtilalle gelen hükümet onu Kahire Başkomserliğine getirir. Bazı çevrelerin duyduğu rahatsızlıkla müdahalelerine boyun eğmeyen Abdullah kula kul olmak yerine hamallığa dönmeyi tercih eder.
“Minyeli Abdullah 1″i izlemek için tıklayınız.
“Minyeli Abdullah 2″yi izlemek için tıklayınız.
5. Sürgün
1992 yapımı bu filmde Bulut Aras başrolde oynuyor.
Filmde inançları uğruna yıllarca türlü cefalara katlanmak zorunda kalan bir öğretmenin İstanbul’dan Anadolu’ ya bir köye sürgünü ile başlayan süreç ve gelişmeler anlatılmakta. Sürgün, bir Anadolu köyünde geçmektedir. Öğretmen burada doğayı ve insanı tanır.
Ödül almış bir filmdir.
Filmi izlemek için tıklayınız.
6. Çizme
Tek parti dönemi ezanın türkçe okunmasına karar verildi. 1932-1950 yılları arasında ezan 18 yıl boyunca Türkçe okundu. 1950 yılında Demokrat Parti iktidara gelince ezanını dili 16.06.1950 tarihinde çıkan bir yasa ile serbest bırakıldı. Filmde olaylar ezanın serbest bırakıldığı 17.06.1950 tarihinde Rize’nin bir köyünde geçiyor. Yörenin nahiye müdürü, Demokrat Parti iktidarı ezanın Türkçe okunmasını yasaklayınca karşı çıkar. Ezan, yeni çıkan yasayla Arapça okunacaktır. Bu yeni uygulamaya karşı çıkan nahiye müdürü, baskıcı tutumu nedeniyle de kasaba halkıyla çatışmaya girer.
Enteresan bir film.
İzlemek için tıklayınız.
7. Reis Bey
Reis Bey görevinde hiç taviz vermeyen kanunlara son derece bağlı ve kararlarında acımasız bir hakimdir. Sanıkların suçlu olduğuna kanaat getirirse onları idam sehpasına göndermekten çekinmeyen Reis Bey’in hayatı bir katil zanlısıyla ilgili dava sonucu değişir.
Tüm deliller mahkemeye gelen zanlının suçlu olduğunu göstermektedir ve Reis Bey onu da idam ettirecektir. Sanık her ne kadar suçsuz olduğunu iddia etse de ‘Merhamet’ diye yalvarsa da Reis Bey kararını verir ve adam idam edilir. Daha sonra sanığın suçsuz olduğu anlaşılır.
Görevi bırakan Reis Bey artık hayatını merhamet duygusunun yaygınlaşmasına adamıştır. Belalı insanların bulunduğu bir kahvede insanlara merhameti anlatır. Herkes Reis Bey’e büyük saygı göstermektedir. Bir gün bir polis baskını sırasında orada bulunanlardan biri yanındaki uyuşturucuyu hakimin cebine saklar ve hakim yakalanır. Reis Bey yıllarca hakim koltuğunda oturduğu mahkemede bir iftira sonucu artık bir sanık olarak yer alacaktır.
Senaryo Mesut Uçakan’a aittir. Üstad Necip Fazıl Kısakürek’in aynı adlı eserinden uyarlamadır.
İzlemek için tıklayınız.
8. Garip Bir Koleksiyoncu
22 yıldır mezarlıklarda bekçilik yapan Beşir, ailesinden, çevresinden ve dostlarından görmediği ilgiyi mezarlıktaki ölülerde aramaya başlar. Bunda biraz da bir mezarlıkta yaşamak istemeyen ve çokta isteyerek evlenmediği karısının da büyük payı vardır. Zamanla ailesinden ve çevresinden iyice kopan Beşir, kendini adadığı o mezarlıktaki ölülerin fotoğraflarından garip bir koleksiyon yapar. Mezarlığa gelen her ölünün fotoğrafını biriktiren Beşir, onlardan bir albüm yapar ve adlarını, ne iş yaptıklarını ve nasıl öldüklerini yazar. Amacı da bu koleksiyonu karıştıranların ölümü hatırlamalarını sağlamaktır. Ancak hem bu koleksiyon hem de kendisini toplumdan tecrit etmesi sonucu, kendisini tedavi etmesi için bir doktor gönderilir. Doktor mezarlığa yaptığı ziyaretlerle Beşir’i tedavi etmeye çalışır, ama bu aynı zamanda doktorun da ölümü ve Beşir’i keşfedişi anlamına gelmektedir.
Bir mezarlık bekcisinin başından geçenleri konu edinen, izlendiği zaman insanı kendine getiren ve fani dünyanın fani zevklerini bertaraf edebilecek düzeyde çekilmiş güzide bir film…
İzlemek için tıklayınız.
9. Danimarkalı Gelin
Avrupa’da tahsil gören Metin, Hanlore ile tanışır ve evlenmeye karar verirler. Başlangıçta sadece Metin’in isteği üzerine Müslüman olan ve Hatice ismini alan Hanlore giderek İslamiyet’te sıkı sıkı sarılmaya başlar. Türkiye’ye gelirler ama müslümanım diyenlerin yaşamlarının aslında İslam’la hiç alakasının olmadığı görülür.
İzlemek için tıklayınız.
10. Bizim Hikaye
12 Eylül 80 ihtilali ile muhafazakar insanların yaşadıkları zulmün anlatıldığı 2015 yapımı ailecek izlenebilecek harika bir film.
Haksızlığa uğramış, ailesi, yuvası, geleceği elinden alınmış bir adam ile hayata karşı tek başına mücadele etmek zorunda kalan, çocuklarıyla bu koca dünyada bir başına kalmış bir kadının öyküsünü perdeye taşıyor Bizim Hikaye. Avukat olan oğlun babasının itibarını tekrar kazanması için verdiği mücadele, başörtüsü uğruna çekilen çileler ve yarınlardan bu günlere kadar gelmeyi başarabilmiş bir aşk hikayesi var filmde…
İzlemek için tıklayınız.
11. Ölümsüz Karanfiller
Senaryo ve yönetmenliğini Mesut UÇAKAN’ın yaptığı, yapımcılığını Haşim BAYRAM’ın üstlendiği 1995 yapımı filmde suikast kurbanı tanınmış bir profesörün şahsında sorgulanan toplumun öyküsü anlatılıyor.
İzlemek için tıklayınız.
