Metâin, yaralamak manasına gelen “ta’ane” fiilinden alınma bir kelimedir. Metâin-i aşere ise hadis ravilerinin cerh ve kadhına sebep teşkil eden hallerdir. Bir başka deyişle, ravilerin adalet ve zabt durumlarının tesbitinde göz önünde bulundurulan hallere denir.
Adından da anlaşılacağı üzere, ravinin cerhine sebep olan haller on tanedir. Bunlardan beşi adaletiyle, beşi de zabtıyla ilgilidir.
En ağırından en hafifine doğru sıralanmak üzere adaletle ilgili olanları; kizb (ravinin hadiste yalan söylemesi); töhmet-i kizb (yalan söylemek ithamına maruz kalması); fısk (dinin yasakladığı hallere düşmesi); bid’at (bidatçılık) ve cehalet (ravinin bilinmemesi)dir.
Zabtla ilgili olanlar; gaflet (dikkatsizlik); kesretul-galat veya fuhşu’l-galat (çok hata yapmak); sû’ul-hıfz (kötü ezberlemek) vehm (hadisleri karıştırmak, ne rivayet ettiğini bilmemek) ve muhâlefetu’s-sikât (sika ravilere muhalif rivayetlerde bulunmak)tır.
Bir ravide ilk beş halden birisi bulunduğu takdirde, o ravi adalet vasfını kaybeder. Adalet vasfını kaybeden ravinin hadisi ise reddedilir. Zabtla ilgili durumlardan birine sahip olması halinde ise, ravi zabt vasfını yitirir. Gerek adalet, gerekse zabt vasfını kaybeden ravi ise cerhedilmiş demektir.