Ana Sayfa DERSLER TEFSİR Tefsir Dersi 1. Ünite Sonu “Tefsirden Tefekküre” ÖZET

Tefsir Dersi 1. Ünite Sonu “Tefsirden Tefekküre” ÖZET

1620
0

TEFSİRDEN TEFEKKÜRE

Bu yazımızda İHL Tefsir dersi 1. ünite sonunda yer alan Fatiha suresi, Bakara suresi 1-5. ayetler ile Alâk suresi 1-5. ayetlere ilişkin tefsirlerin özetini okuyacaksınız.

Fâtiha Suresi ve Tefsiri

Fatiha suresi;

  • Kur’an-ı Kerim’in ilk suresidir.
  • Nüzûl tarihine göre beşinci suredir.
  • Tamamı bir defada indirilen ilk Mekkî suredir.
  • Yedi ayetten oluşmaktadır.
  • Fâtiha, açılış ve başlangıç anlamına gelir.
  • Sıkça okunan yedi ayet manasında “Seb’ul-Mesâni” de denir.
  • Nakledildiğine göre Allah Resûlü Kur’an’daki en yüce surenin Fâtiha suresi olduğunu söylemiştir.

1. Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla

Kısaca besmele olarak isimlendirilen bu cümle, girişilen işe güç yetirmek için gereken kuvvet ve kudretin Allah (c.c.) tarafından verildiğini ifade eder.

“Rahman” kelimesi “çok merhamet eden”, “Rahim” kelimesi ise “sonsuz merhamet eden” anlamına gelir. Rahman; her insanı kuşatan, Rahim ise ahirette sadece inananlara gösterilecek bir rahmeti ifade eder.

2. Hamd âlemlerin Rabbi olan Allah’a mahsustur.

“Hamd”, yapılan bir iyiliğe karşı iyilik sahibine saygı duymak ve onu övmek demektir. Hamd sadece Yüce Allah’a aittir. O’ndan başkasına hamd etmek şirktir. Bu da en büyük zulüm demektir.

“Rabbü’l-âlemin” ifadesiyle de Yüce Allah’ın bütün varlıkların sahibi olduğu, onları yetiştirdiği, terbiye ettiği, sahipsiz bırakmadığı ve bütün yaratılmışların sığınağı olduğu vurgulanır.

3. O, Rahmân ve Rahîmdir.

Rahmân ve Rahîm kelimeleri ilk ayetteki “Âlemlerin Rabbi” ifadesiyle ilişkilidir.

Ayrıca Rabbü’l-âlemin ifadesinde bir heybet, bir azamet; rahmân ve rahîmde ise engin bir sevgi ve acıma söz konusudur. Bu husus başka ayetlerde de vurgulanan, müminlerin korku ile ümit arası (beyne’l-havf ve’r-recâ)  bir hayat tarzını benimsemeleri gerektiği prensibine işaret eder.

4. Ödül ve ceza gününün hakimidir.

“Mâlik” kelimesi sahip ve hâkim demektir.

“Yevm” ise değişik vakit dilimlerini ifade eden bir zaman birimidir. Burada yevmi’d-din ifadesiyle «kıyâmet günü» kastedilmiştir.

Herkesin dünya hayatında yaptığının karşılığını alacağı kıyâmet gününde, Allah’ın her varlık üzerinde tam bir otoritesinin olduğunu anlatır.

5. Rabbimiz, sadece sana kulluk eder ve yalnız senden yardım isteriz.

İbâdet sözlükte “kulluk etmek, boyun eğmek” demektir. Yüce Allah kulluğun sadece kendisine yapılması gerektiğini belirtir.

Nesteîn kelimesi ise “yardım isteriz.” manasına gelir. İnsanların her anında sadece Allah’tan yardım istemesi gerektiği vurgulanır.

6. Bizi doğru yola ilet.

Hidâyet “doğru yola iletmek, yol göstermek ve irşâd etmek” demektir. İnsan önce hidayet istemelidir.

Yüce Allah isteyene hidayet verir, isteyeni de sapıklıkta terk eder.

Yüce Allah kendisinden hidayet istememizi ve bunun için dua etmemizi öğretmektedir.

 “Sırat” sözcüğü lügatta “üzerinde yürünülen ana yol, cadde” anlamına gelir. “Müstakîm” ise “dosdoğru” anlamında bir kelimedir. İkisi birlikte “dosdoğru yol, ana yol” anlamını ifade eder ki, o da İslam’dır.

7. Kendilerine nimet verdiklerinin yoluna; gazaba uğramışların, azıp sapmışların yoluna değil!

Kendilerine nimet verilenler, Allah (c.c.)’ın gazabına uğramaktan ve sapıklıktan emin olanlardır. Kur’an-ı Kerim’de şu şekilde tarif edilmişlerdir:

“Kim Allah’a ve Peygambere itaat ederse, işte onlar, Allah’ın kendilerine nimet verdiği peygamberlerle, sıddıklarla, şehidlerle ve iyi kimselerle birliktedirler. Bunlar ne güzel arkadaştır.” (Nisâ suresi, 69. ayet)

Bazı rivayetlerde sapanların “Hıristiyanlar”, ilahi gazaba uğrayanların da “Yahudiler” olduğu belirtilmiştir.

Fâtiha’nın bu ayeti, bir duâ cümlesi olup surenin sonunda, “Rabbimiz! Duâmızı kabul buyur!” anlamında “Âmin.” denilmektedir. Allah Resûlü’nün de Fâtiha’dan sonra âmin dediği ve ashâbına böyle demelerini emrettiği ifade edilmektedir. Konuyla ilgili başka hadisler meleklerin de bu duaya âmin dediklerini anlatır. Bu yüzden cemaatle namaz kılarken Fâtiha’nın sonunda mutlaka âmin denilmesi gereklidir.

Bakara Suresi 1-5. Ayetler ve Tefsiri

Bakara suresi;

  • Mushaf tertibine göre 2., iniş sırası itibariyle de 87.  suredir.
  • Adını 67-71. ayetlerde anlatılan bakara (sığır) kurban etme olayından almıştır.
  • Büyük bir kısmı hicretin ilk iki yılında olmak üzere tamamı Medine’de indirilmiştir.
  • 286 ayetten oluşmuştur.
  • En uzun suredir.

Rahmân ve Rahîm olan Allah´ın adıyla.

1. Elif Lâm Mîm.

Kur’an’daki 29 surenin başında bu tür harf kümeleri bulunur. Bu harflere “hurûf-ı mukattaa” adı verilir.

Tamamı 14 farklı harf olup, Kur’an-ı Kerim’de 13 ayrı biçimde görünmektedir.

Bu harflerin anlamı yalnızca Allah tarafından bilinir.

2. Bu, kendisinde şüphe olmayan kitaptır. Allah’a karşı gelmekten sakınanlar için yol göstericidir.

Bu ayetteki el-kitap sözcüğüyle Kur’an-ı Kerim kastedilmektedir.

Ayetteki lâ raybe fihi ifadesiyle Kur’an’ın Allah’tan (c.c.) geldiği ve muttakiler için bir rehber olduğu belirtilmektedir. Müminlerin yol göstericisi olan Kur’an’ın bir rehber kitap niteliğinde olduğu vurgulanmaktadır.

Muttaki ise nefsini günaha götüren şeylerden koruyup Allah’ın (c.c.) emir ve yasaklarına karşı gelmekten sakınan kimse demektir, takva sahibi anlamına gelir.

3. Onlar gaybe inanırlar, namazı dosdoğru kılarlar, kendilerine rızık olarak verdiğimizden de Allah yolunda harcarlar.

Bu ayette, bir müminde bulunması gereken üç temel özellik vurgulanmaktadır. Bunlar gayb, namaz ve infaktır.

Gayb “ister fizikte ister fizik ötesinde olsun duyuların alanı dışında kalan ve akıl yoluyla mahiyeti idrak edilemeyen şey” anlamına gelir. Gayb fizik ötesi alanı ifade eder. Gayba duyular ve akılla ulaşılamaz. Bu alanda geçerli olan bilgi kaynağı sadece vahiydir.  Gayba inanmak akıl ve duyular ile kavranamayan vahye iman etmektir.

Bu ayette üzerinde durulması gereken ikinci konu namazdır. Nübüvvetin başından itibaren belli vakitlerde kılınan namaz, hicretten bir buçuk yıl önce Miraç gecesinde 5 vakit olarak farz kılınmıştır. Dinin direği olarak tanımlanan namaz insanı Allah’a yakınlaştırır, insanı her türlü fenalık ve kötülükten alıkoyar.

Ayette üzerinde durulması gereken üçüncü konu ise infaktır. İnfak; “nafaka verme, besleme, geçindirme, yedirip içirme, hak yolunda malını harcama, sarf etme” demektir. Sadece malla değil ilimle, fikirle ve bedenen yapılan yardımlarla da yapılır. İnfak kişinin aile bireylerine, komşularına, akrabalarına ve ihtiyaç sahiplerine yaptığı tüm harcamaları kapsamaktadır.

4. Onlar sana indirilene de senden önce indirilenlere de inanırlar. Ahirete de kesin olarak inanırlar.

Bu ayette Yüce Allah hem Allah Resûlü’ne hem de ondan önceki peygamberlere imanı şart koşmuştur.

5. İşte onlar Rablerinden (gelen) bir doğru yol üzeredirler ve kurtuluşa erenler de işte onlardır.

Bu ayet hidayete mazhar olup kurtuluşa ereceklerin, ancak muttakiler olduğunu bize haber vermektedir.

Özetlersek, Kur’an’ın rehberliğinde hidayete erenler;

  1. Gayba inanan,
  2. Namazı dosdoğru kılan,
  3. İnfakta bulunan,
  4. Hem Hz. Peygamber’e hem de ondan önceki elçilere indirilenlere iman eden
  5. Ahirete iman edenlerdir.

İşte kurtuluşa erecekler de sadece onlardır. Bu beş ayet bize bunu anlatmaktadır.

Alâk Suresi 1-5. Ayetler ve Tefsiri

Alâk suresi

  • Mekke’de inmiştir.
  • İlk beş ayeti vahiy tarihinin ilk inen ayetleridir.
  • Sure adını ikinci ayetteki alâk kelimesinden almıştır.
  • Tamamı 19 ayettir.

Rahmân ve Rahîm olan Allah´ın adıyla.

1. Yaratan Rabbinin adıyla oku!

Surenin “oku” emriyle başlamış olması ve bu emrin iki defa tekrar etmesi, okumanın insan hayatındaki önemini göstermektedir. Yüce Allah’ın Hz. Muhammed’e ve Müslümanlara ilk emri budur. Bu ayet İslam dininin okumaya ve öğrenmeye verdiği önemi gösterir. Ancak okuma işi Allah’ın adıyla olmalıdır.

2. O, insanı alâktan yarattı.

İnsan “yapışmak, asılmak, kan emen kurtçuk, değerli şey” anlamlarına gelen alâktan yaratılmıştır. Alâk, aynı zamanda anne rahminde döllenen zigot demektir. Onun maddi diyebileceğimiz bu anlamları yanında, bir de “ilgi, sevgi, şefkat, aşk” gibi manevi anlam boyutu da vardır.

3. Oku! Senin Rabbin en cömert olandır.

“Oku” emri bu ayette tekrar edilmiştir. Tekrar edilmesi, okuyup bir şeyler öğrenebilmenin ancak tekrarla mümkün olduğunu göstermektedir.

El-ekram sözcüğü ise “keremi sonsuz, cömertliği sınırsız olan” anlamındadır.

4. O, kalemle yazmayı öğretendir,

Yüce Yaratıcının insana kalemle yazı yazmayı öğretmesi yahut yazma kabiliyeti vermesi insana yönelik en büyük keremidir. Çünkü kalem, yazı yazmanın ve bilgiyi korumanın en önemli aracıdır.

5. İnsana bilmediğini öğretendir.

NOT: Konuyla alakalı 25 soruluk testi çözmek için TIKLAYINIZ.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu yazınız!
Lütfen ad-soyad bilginizi girin