Ortaokul öğrencilerine “Hadisler ve değerler eğitimi” konulu kompozisyon yarışması için örnek olması babında yazdığım bir sayfalık kompozisyon.
EFENDİMİZ VE UNUTTUĞUMUZ DEĞERLERİMİZ
İnsanların hiçbir değer tanımadan kuralsızca yaşadığı, akla hayale gelmeyen suçların çok rahat ve aleni bir şekilde işlendiği bir dönemde yaşıyoruz. Her gün haberlerde cinayet, gasp, tecavüz, işkence, hırsızlık haberlerini görünce midemiz bulanıyor. Kanunlar en azından bir süreliğine babalarımıza haber izlemeyi ve çocuklarına izletmeyi yasaklasalar belki de çok mutlu olacağız. Haberleri izledikçe ne kadar kötü ve acımasız bir dünyada yaşadığımızı düşünüyor ve mutsuz oluyoruz. Sanki herkes “Bu devirde babana bile güvenmeyeceksin” sözünün ne kadar doğru olduğunu ispatlamaya çalışır gibi davranıyor. Böyle olunca kimseye güvenemiyoruz.
Oysa bütün bu kötü gidişatın temelinde bizi bizden iyi tanıyan yaratıcımızın koyduğu kurallara uymamak, O’nun gönderdiği elçisini tanımamak, Peygamber Efendimiz’in güzel ahlakını örnek almamak yatıyor. Çözüm basit aslında. Peygamber Efendimiz’i tanıyıp tanıtmak, sevip sevdirmek. Çünkü O “Ben ancak güzel ahlakı tamamlamak üzere gönderildim.” buyuruyor. Onu tanıyan sever. O’nu seven de O’nu örnek alır ve onunla birlikte cennete gider. Çünkü “Kişi sevdiğiyle beraberdir.”
O’nu örnek alanlar “İnsanları güldürmek için yalan yanlış konuşan kimsenin vay haline!” sözünü dikkate alarak şaka ile bile olsa yalan söylemez. Yine bir hadisinde iman sahibinin her hataya düşebileceğini, fakat asla yalan söyleyemeyeceğini; başka bir hadisinde de doğruluğun iyiliğe, iyiliğin de cennete götüreceğini, yalancılığın ise kötülüğe, kötülüğün de cehenneme götüreceğini bize bildirmektedir. O, yalan söylemenin, sözünde durmamanın ve emanete hıyanet etmenin münafıklığın göstergesi oluğunu söyleyerek güvenilir insan olmamız konusunda bize yol göstermektedir.
O’nu örnek alanlar trafikte kurallara uyar, komşuluk ilişkilerine dikkat eder, gıybet etmez, iftira atmaz, yetim malı yemez, çevresini temiz tutar. Çünkü bunların hepsi kul hakkına girmektir. Kul hakkı da Efendimiz’in bildirdiğine göre Allah’ın affetmeyeceği günahlardandır. O, bir hadisinde “Üzerinde kul hakkı olan, ölmeden önce ödeyip helalleşsin! Çünkü ahirette altının, malın değeri olmaz. O gün, hak ödeninceye kadar kendi sevaplarından alınır. Sevapları olmazsa hak sahibinin günahları buna yüklenir.” buyurmaktadır.
O’nu örnek alanlar çok affedicidir, merhametlidir. Çünkü O, “Merhamet edenlere, Allah da merhamet eder. Siz yeryüzündekilere merhamet edin ki, göktekiler de size merhamet etsin.” buyurmaktadır.
O’nu örnek alan insanların verdiği sıkıntılara karşı sabırlıdır. Çünkü O, “İnsanlara karışıp onların ezalarına katlanan Müslüman, onlara karışmayıp, ezalarına katlanmayandan hayırlıdır.” buyurmaktadır.
“Hiddetlenen kimse, Allah’a sığınsın, abdest alsın veya hiddetlendiği çevreyi değiştirsin. “Sizden biriniz hiddetlendiği zaman sükût etsin.” buyuran peygamberimiz bize öfkemizi nasıl kontrol edeceğimizi de öğretmektedir.
O, “Birbirinizi kıskanmayınız, birbirinize kin tutmayınız, birbirinize çirkin sözler söylemeyiniz, birbirinize sırtlarınızı dönmeyiniz, birbirinizi arkanızdan çekiştirmeyin. Ey Allah’ın kulları! Kardeş olunuz.” “Müslüman, elinden ve dilinden diğer Müslümanların güven içinde olduğu kimsedir.” sözleriyle Müslümanların kardeş gibi yaşamasını öğütlemiş, kardeşlerin de birbirlerine nasıl davranması gerektiğine dikkat çekmiştir.
“Sana zulmedeni affet. Sana küsene git, sana kötülük yapana iyilik yap. Aleyhine de olsa hakkı söyle.” buyuran Efendimiz, herkesin kolay kolay yapamayacağı ama yaptığı takdirde büyük mükâfat kazanacağı adalet, hoşgörü ve tevazu gibi güzel değerleri öğütlemektedir.
O’nun “Küçüklerine sevgi göstermeyen, büyüklerine saygı duymayan bizden değildir.” sözü bugün belki de en çok eksikliğini hissettiğimiz bir değeri bize hatırlatmaktadır.
Bugün maalesef pek çok millî ve manevî değerimizden uzağız. Değer tanımamak adeta moda haline gelmiş. Fakat başıboş ve değersiz yaşamak bize yakışmaz. Biz modaya değil Efendimiz’e, O’nun bize öğrettiği güzel değerlere uyacağız. O değerleri bilerek ve yaşayarak değerli bir insan olacağız. Çünkü “Sadece değersizler değer tanımazlar.”
Bekir Salih KORKMAZ