Tanıtımını yapacağımız kitap; Eğitimci/Yazar Ali Erkan Kavaklı ve Prof. Dr. Sefa Saygılı hocalarımız tarafından yazılmış ve 22. baskısı yapılmış, alanındaki en önemli eserlerden bir tanesidir. Eğitimci/Yazar Ali Erkan Kavaklı hocamız; başarı, motivasyon, etkili ders çalışma metotları gibi alanlarda birçok eser kaleme almış ve konferans vermiş, alanında yetkin eğitimcilerimizdendir.
Kitap 29 bölümden oluşuyor. Her bölüme bir düşünürün özlü sözü ile başlanması ve bölüm sonlarında hayatın içinden hikâyelere yer verilmesi, kitabın üslubunu akıcı hale getirmiş. Ayrıca bölüm sonlarında özet mahiyetinde “netice” adı altında “o bölümden çıkaracağımız dersler nelerdir” sorusuna cevap aranması kitaba ayrı bir tat katmış. Kişi kitaba başladığında hiç ara vermeden okuyup bitiresi geliyor. Farklı bilgileriyle insanı peşinden sürüklüyor.
Kitabı okuduktan sonra birçok yerin altını çizdim ve faydalanmaları için öğrencilerime anlattım. Bu kitabı okuduktan sonra eğitimciler olarak şu eksiğimizin olduğunu gördüm; bizler öğrencilerimize çeşitli konularda bilgi aktarıyoruz ve bazı konularda onları yetiştiriyoruz. Ancak öğrenme nasıl gerçekleşiyor? Beynimiz bilgiyi hafızaya nasıl alıyor, beynimizi nasıl daha verimli kullanırız? Öğrendiklerimizi unutmamak için ne yapmalıyız? Beyin bilgiyi nasıl depoluyor ve geri çağırıyor? Bu konularda biz eğitimcilerin ve öğrencilerimizin yeterli bilgiye sahip olmadığı kanaatine vardım. Onun için bu kitabın okunup öğrencilere aktarılması ve tavsiye edilmesi gerekmektedir. Bu kitaptaki teknikleri uygulayıp alışkanlık haline getirerek, hayatta daha başarılı olabilirsiniz. Başarı için farkı siz oluşturabilirsiniz. Bunun için başlamanız gereken ilk nokta kendinizsiniz. Mevlana: “Kitaplardan önce kendimizi okumaya çalışalım.” diyor. İnsan kendi potansiyel ve işlenişini iyi bilmeli…
Bu kitap, başarıyı öğrenmek ve öğrenerek başarmak için metotlar anlatıyor. Hayattaki amaçlarınızı gerçekleştirmek için, güçlü öğrenme teknikleri sunuyor. Şahsen kitaptan azami derecede faydalandım. Öğrencilerimizin özgüvene, çalışmaya ve başarmaya ihtiyacı var. Öğrencilerimiz mutlaka bu kitabı okumalı. Öğretmenlerimiz tarafından da okunup öğrencilerimize tavsiye edilmeli. Özellikle şu vurgusuyla öğrenci, öğretmen ve okuyan kişileri motive ediyor: Kabiliyetsiz çocuk yoktur, kabiliyetleri keşfedilmemiş ve geliştirilmemiş çocuk vardır. Tembel öğretmen yoktur, motive edilememiş eğitimci vardır. Herkes daha zeki olabilir, zekâsını geliştirebilir, beynini daha verimli kullanabilir. Başkalarının başardığını ve daha fazlasını biz de başarabiliriz. (Sayfa 13)
Bu kitap size şunları öğretiyor:
-Beyninizi yönetme ve onu tam kapasiteyle kullanma.
-Başaracağınıza inanma, kendinize güvenme ve donanımınızı geliştirme.
-Yeteneklerinizi iyi kullanma becerisi elde etme.
-Başarılı insanları örnek alma.
-Verimli ve disiplinli çalışma metotları.
-Başarılı bir plan yapma ve onu başarıyla uygulama.
-Verimli ders çalışma metotları kazandırma.
-Hafızayı verimli kullanma.
Anne, baba, öğretmen, öğrenci, psikolog, din adamı, araştırmacılar kısaca eğitim ve öğrenim mekanizmasının bir yerinde olan herkes beynin gelişimini ve işleyişini bilmek zorunda. Beyni kullanan insanlar kullandıkları organın kabiliyetini, verimli çalışma biçimini, geliştirilmesini mutlaka öğrenmeli. Başarılı bir eğitimci veya başarılı bir öğrenci olmak isteyenler bu kitabı mutlaka okumalı.
Kitapla ilgili özet olarak şunları söyleyebilirim:
Öğrendiklerimizin %80’ini 24 saat içerisinde unuturuz. Üniversiteyi bitirdikten sonra her yıl mesleki bilgimizin %10’unu kaybederiz. Öğrenme akıntıya karşı yüzmek gibidir, ilerlemezseniz gerilersiniz. Ömrümüzün dörtte biri okul hayatında geçiyor. Okulda okumayı öğreniyoruz ama öğrenmek üzerine pek bir şey okumuyoruz. Bu yüzden öğrenirken sıkılıyor, bunalıyor, derslerde başarısız oluyoruz. Şimdi öğrenmeyi yeniden öğrenme zamanı! Bu kitap yardımıyla daha hızlı, daha kolay ve daha kalıcı bir şekilde öğrenmeyi öğrenebiliriz. Doğru metotlarla hafızamızı güçlendirip zihnimizi çevikleştirebiliriz. Beyin becerilerimizi geliştirerek, bilgiye dayalı başarıların efendisi olabiliriz.
Nasıl öğrendiğimizi iyice öğrenirsek, öğrenirken daha az zorlanırız. Eğitimciler olarak öğrencilerimize öğrenmeyi de öğretmeliyiz. Öğrencilerimize nasıl öğrendiklerini öğretirsek o kadar iyi ve verimli öğrenirler. Böylece öğrenmeyi severler. Öğrenmeyi ne kadar çok severlerse öğrenmelerinde ve öğrenmeye dayalı işlerde başarılı olurlar. O halde işe öğrenmeyi öğretmekle başlamalıyız. Öğrenmeyi öğrenmek nedir? İnsanın nasıl öğrendiğini öğrenmesi demektir. Daha iyi nasıl öğrenebileceğini bilmek ve bu bilgileri kendi öğrenme sürecine uygulamasıdır.Öğrenmeyi öğrenmek, okumanın, kavramanın, hafızanın mekanizmasının nasıl çalıştığını bilmek demektir. Bilgi hakkında bilgi sahibi olmak, kafamızın nasıl çalıştığı üzerine kafa yormaktır. Alvin Toffler şöyle diyor: “Geleceğin cahili, okuyamayan kişi olmayacaktır. Nasıl öğreneceğini bilmeyen kişi olacaktır.”
Beyin öğrenme ve diğer tüm zihinsel işlemlerin merkezidir. “Uyuyan dev” olarak da tanımlanan beyin, yaklaşık 100-120 milyar nörondan oluşur. Beynimiz, hayatımızın ve vücudumuzun CEO’su olup yönetim merkezidir. Beynimiz tüm duyularımızın merkezi konumundadır. Beynimizin sağ bölümü vücudun solunu, sol tarafı da sağını yönlendirir. Bunun sebebi, hareket sinirlerinin omurilikten geçişinde çaprazlanmasıdır.
İnsan fıtratına, fabrika ayarlarına uygun olmayan her eğitim, eksik ve yanlış eğitimdir. Bir kapıyı nasıl ki yanlış anahtar kullandığımızda; yani fabrika ayarlarındaki anahtarı kullanmadan açamıyorsak, beynin fıtratına uymayan eğitim yöntemi de beynin doğru işlenişine destek veremez. Eğitim sistemimizde en büyük sorun, bilgiyi yönetme ve bilgiyi işleme sorunudur. Bu da sağ ve sol beynimizi dengeli kullanmamızdan kaynaklanır. İnsanın yaratılışında, vücudunda bulunan her organa bir görev yüklenmiş ve her organ yaratıcı tarafından özel kodlanmıştır. Neden çift beynimiz var, tek beyinli değiliz? Tek ayakla yürümek nasıl zor ise beynin tek tarafını kullanarak öğrenmek de o kadar zordur. Ezbere dayalı eğitim, beynin sadece sol yarım küresini geliştirir. Kitabın 6. bölümünde özellikle beynimizin sağ ve sol yarım kürelerini nasıl etkili kullanacağımız ile ilgili metotlar veriliyor. İki yarım küreyi birlikte kullanmak verimliliği kat kat artırıyor. (Sayfa 53)
Yeni şeyler öğrenmeyen, okumayan, düşünmeyen, araştırmayan, problem çözmeyen, iletişim becerilerini geliştirmeyenlerin beyin ve hafıza kasları zayıflıyor. Sokaktaki insan, beyin kapasitesinin belki de %1’ini kullanıyor. Okuma yazma ve beyin faaliyetleri ile uğraşanlar, beyin kapasitelerinin %4-5’ini kullanıyorlar. Einstein, Mimar Sinan, İbn-i Sina, Fatih Sultan Mehmet, Edison gibi dâhilerin beyin kapasitelerinin %10-15’ini kullandığı tahmin ediliyor. Yeni beyin araştırmaları, beynin geliştirilebildiğini ve öğrenme yeteneğinin ilerletilebildiğini ortaya koyuyor. Beyni verimli kullanmak başarı ve mutluluğu artırıyor. (Sayfa 11)
Öğrenmeyi öğrenme ve öğrendiğini etkin kullanabilmeyi, kendinizi motive etmeyi ve verimli çalışmayı öğrenir ve öğrendiklerinizi uygularsanız, Allah’ın izniyle siz de başarırsınız. Vesselam…
Engin TANRIKULU
İHL Meslek Dersleri Öğretmeni
07.10.2018/Bursa